Cânım Ramazan

Nerede o eski Ramazanlar diye bir klişe vardır hani. Çocukların tekne orucu tuttuğu, kalabalık sofraların kurulduğu, bayramlarında nüfusuna kayıtlı olduğun köylere gidilen. Kalmadığına inanılan o muazzam Ramazanlardan bahsediyorum evet. Kimimiz o Ramazanları yaşarken, kimimiz için hayal olan o güzel Ramazanlar. Buradan… Çok başka bir Ramazandan sesleniyorum aslında size. Bırakın kalabalık sofraları, pide kuyruklarının bile ancak hayalinin kurulduğu bir Ramazan gecesinden.

Değişen ve başkalaşan bir zamanda koşar adım yaşıyoruz hepimiz. Her birimizin ayrı telaşlarının olduğu, sürekli yetişilecek bir şeylerin olduğu zamanlardayız. Esasında tam manasıyla ahir zamandayız. Bu koşturmanın arasında bir virüs, düzensizliğin içinde bir ihtimal kurmaya çalıştığımız o düzenli hayatımızı alt üst etmiş vaziyette. İşin buruk tarafı ise “Bu virüsten nasıl kurtuluruz? Bundan sonra sürekli virüsle mi yaşayacağız? Markette eldiven takmak zorunlu mu?” sorularının canhıraş bir şekilde sorulduğu döneme Ramazan’ın rastlaması. Buruk çünkü geçen sene beğenmediğimiz, belki maneviyâtını eksik bulduğumuz, belki bayramlarına burun kıvırdığımız o “Eksik Yaşanan Ramazanlar” bugünlerde burnumuzda tüter oldu…

Sahi, şöyle bir düşününce 2019 Ramazan’ı mesela… Biraz hatırlasanıza, öyle ya da böyle çok güzel geçmemiş miydi? Akrabalar sırayla ağırlanmış, arkadaşlarla kocaman iftar sofraları kurulmuştu. Öyle büyük büyük paralarla açılanlar bir yana, termostaki çaylarla Sultan Ahmet’in avlusunda açılan oruçlar, Süleymaniye’de kılınan Sabah Namazları. Meğer o “Eksik Yaşanan Ramazanlar” bile nasıl güzelmiş demiyor musunuz siz de? Farkındayım gülümsediniz hatırlarken…

Ben güzel şeylerin tekrar geleceğine inanıyorum. Artık ne Ramazana ne de insanlara “eksik” kelimesini yakıştırmayalım istiyorum. Çünkü buna da şükür diyecek kadarız hepimiz. Evet zor bir zamanda Cânım Ramazan’ı geçiriyoruz ama öğreniyoruz. Her şeyin değişebileceğini, en olmaz denilen şeylerin olacağını görüyoruz. Çünkü bizler, yani Cânım Ramazan diyebilenler gecenin bir yarısı kalkıp yemek yeyip saatlerce aç kalmayı yalnızca O’nun rızası için göze alıyorsak, her şeyin sahibinin O olduğunu biliyoruz ve tam teslimiyetle olanda vardır bir hayır diyebiliyoruz… Gelecek yıllarda bir iftarda yan yana buluşmak umuduyla Cânım okur…

Reklam