Göğe Uzanmanın Kefareti

Bir koşu 

Rahvan atların 

Soluklarından üflediği yağmur 

Ahhh,

Kimsesiz sessizlik 

Ne çok gürültü saçılıyor 

Ceplerinden yarınların 

Ne çok ertelenmişlik yüzlüsün 

Ey sevdalı bulut 

Kelebek kanatları zehirden sarı yağıyor 

Şehrin sokaklarına 

Bütün gitmek zorundalıklar

Kalmaya diretiyor yelkovanını 

Ya bu ne yapsın? 

Evinin önünü süpüremeyen

Teneke gülleri 

Bir fincan kahveden 

Çıkaramadığım kırk günlük yüzlerde 

Kırk yıllık asılı kalıyor 

Sırrı dökülmüş aynalar 

Ya bu ne yapsın? 

Bağrında ateş sümbülleri

Hangi zorundalıktan kaçsa 

Aynada kendi bölük pörçük sûreti 

Şair demiş miydi?

“Ahhhh”

Bilmiyor ciğerden tüten dumanlar 

Yalnızlığın elinden tutmayı 

Tersine bir boşlukta sallanan

Denizler köpürüyor

Uzun yürüyüşlerimizin 

Damarları çatlatan ağrısına

Okul yolundan sarpa sardı büyümek 

Dize dize 

Satır satır 

Kitap kitap 

Düştü önüme yaşamak 

Bir plaza minaresinden

Ne ellerim büyüdü geçen zamanda 

Ne boyumdan büyük sevinmek 

Bir tek boşluğum büyüdü içimde 

Yürüdükçe ben hüznün sırtlarını 

Hangi taşı kaldırmaya eğilsem

Deli gömleğiyle bağladılar 

Gökten gayrısına uzanmayan kollarımı

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: