Yerin ve göğün Rabbine hamdolsun.
O ki bize görelim diye güneşi, sakınalım diye geceyi verdi.
Şahit kıldı bizi yeni gelen güne. Bitişinden azat etti, azap olmasın diye.
Şahit olalım o en zifiri karanlıktan çıkıp gelen aydınlığa.
Her gece nisyana düşüp unutsan da gözlerini açtığında hatırla diye tüm bu olanlar.
Hilali gördüm de, onlara bayramı anlat.
Onlara göğe bakarken nasıl şifa bulduğundan ve o şifayı verenin rahmetinden bahset.
Ay’ın şeklini ve rengini anlat onlara; yerde ve gökte yaratılmış olan her şeyin nasıl da işlediğini anlat insana.
Bir hilal iki müjde ediyor de, onlar bilmeseler de.
Hilali gördüm, geldi bayram.
Elimde kolonya kokusu, dilimde şarkılar;
“bugün bayram, erken kalkın çocuklar, giyelim en güzel giysileri…”
Çocuk oldum bir an, düşümde o eski bayramlar.
Verilmeyen harçlığa değil de bu defa çalmayan zileydi sitemim.
Bugün bayram; gelmedi komşular, akrabalar…
Şekerliğin tozu üzerinde kaldı, çikolatalar raflarda.
Yemekler bile arttı; paylaşamadan henüz, azalamadan çoğaldı.
Sönük balonlar ve cep harçlıkları güldürmüyorsa çocukları,
Sarılamıyorsam kırışık bir ele ve ak düşmüş sakalları sevemiyorsam,
Bana kalanı ve tam da şu an bende olanı seveceğim ve sevindireceğim.
Kalbi teğet geçer uzaklık, vefasızlık ise deler geçer.
Henüz geçmeden senden, benden; bayramlar bahanemiz olsun.